Kalpten pompalanan kanı, dokulara ve beyin, bacak, kol ve karın bölgesinin içindeki organlara taşıyan atar damarlara periferik arter denir. Damar duvarları arasında yağ birikintilerinin oluşması ve buna bağlı olarak ortaya çıkan damar sertleşmesinde, damar daralarak kan akışının gereken miktarda gerçekleşmesini engeller. Yeterince kanın ve beraberinde oksijenin organlara ve dokulara ulaşamaması durumuna, periferik arter hastalığı denir.
Periferik arter hastalığı en çok, genetik faktörler ile yani ailesinde söz konusu hastalığı olan kişilerde görülüyor. Bunun yanında şeker hastalığı olanlar, sigara ve alkol tüketenler, yağlı ve düzensiz beslenenler de yüksek risk grubundadır. Periferik arter hastalığında yaş da önemli bir faktördür. Yaş ilerledikçe görülme sıklığı artan hastalık, özellikle 70 yaş üzerinde sık rastlanmaya başlar. Bu sebeple ileri yaşlardaki kişilerin, düzenli olarak kalp ve damar kontrollerini yaptırması, hastalığın erken tespitinde kritik önem taşır.
Damar tıkanıklığı artan hastalarda, uzun mesafeli yürüyüşlerde bacaklarda ağrı yaşanmaya başlar. Bu ağrılar giderek şiddetlenir ve kişinin yürümesini durduracak raddeye gelir. Dinlendikçe azalan ve sona eren bu ağrı, damar tıkanıklığı ilerledikçe kişinin 100 metre bile yürüyememesine yol açar. Hastanın bu raddeye varmadan doktora başvurması, sağlığı açısından büyük önem taşır. Zira hasta, doktora gitmekte gecikirse, amputasyon yani uzuv kesilmesi söz konusu olacaktır.
Sağlıklı beslenmek ve düzenli spor yapan kişilerde periferik arter hastalığının görülme ihtimali son derece azalıyor. Sigara ve alkolden uzak durmak da yine damar tıkanıklığı ile karşı karşıya kalmamak için çok önemli. Günümüzde periferik arter hastalığı için pek çok tedavi uygulaması mevcut.
Not: Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.
En son düzenleme tarihi: Mayıs 29th, 2024 12:17 pm